Paylaş ;

Günümüzün, haftalarımızın hatta yıllarımızın değişmeyen, belki de sayıca artan ‘Kadına Şiddet’ adındaki toplumsal yaramız.

Kimimizin ablası, kimimizin kardeşi, annesi, arkadaşı, komşusu… Kiminin ise hiç tanımadığı bir isim.

Sosyal medyada artık kadın adıyla açılan her konu başlığı ile yüreğimiz hoplar oldu. Aynı, yarışırcasına süregelen çocuk ve hayvan şiddetleri ve ölümleri ise ayrı bir acı.

BİZE NE OLMUŞ?

Ne olmuş ki, bir kısmımız kahrolurken, bir kısmımız kahrediyor? Konunun uzmanı değiliz elbet. Bazı köyler gidilmese de görülmese de bizim deriz ya hani, o şarkıdaki gibi mutlaka nedenlerinden birkaçını sıralayabiliriz belki.

Lakin su gibi, toprak gibi ihtiyacımız olan bir konu daha var, o da kadınlarımızı/çocuklarımızı/hayvan dostlarımızı koruyup, kollayacak yasalarda yeni düzenlemeler ve yeni yasalar çıkarmak olduğunu düşünen ve savunan taraftayım. Madem bu cins insanlar türedi ve aramızda, o vakit gereği fazlasıyla yapılmalı.

Düzenlemeler acil olarak sayın yetkililer tarafından yapılacak işler listesinde ön sıraya çekilmeli ki, toplum kendini daha da güvende hissetsin ve toplum vicdanı rahat olsun.

SOKAKTA BİR KADIN ÇIĞLIK ATIYORSA SİZ NE YAPARSINIZ?

Kadın gecenin karanlığını delen sesi ile yardım istiyor. Issız denebilecek ortamda, bir sitenin kamelyasında yaşanıyor bu olay. Gecenin hızla ilerleyen saati.

Bir üniversite öğrencisi aynı yönde ilerleyen adımlarını, kulağını delen çığlık ile durduruyor.

Bir adam ve kadın gözüne ilişiyor. Aklına gelen ilk şey onlarca katledilen kadın cinayetleri miydi bilinmez.

Görgü tanıklarına göre adam ile adını sonradan öğrenecekleri Kadir Şeker ile aralarında arbede yaşanıyor.

Kısa süre sonra adam yere yığılıyor ve Kadir Şeker oradan ayrılıyor.

Sosyal medya ve basında yansıtılan anlatım bu şekilde yerini aldı.

ÜNİVERSİTELİ GENÇ, BİR KADINI ŞİDDETTEN KURTARMAK İSTEDİ HAPSE ATILDI

Bu başlık ile güzel ülkemdeki tüm gözler bu olaya çevrildi. Başlık bu şekilde belirtilince, tüm insanlar ‘Olmamalı.’ diye haykırdı.

Herkesin kadın, erkek ‘Yeter Artık!’ ‘Kadına Şiddete Hayır.’ dediğimiz olaya örnek bir durumda bu nasıl olurdu?

Biz değil miydik çığlık çığlık bağıran? Ya o an üniversiteli genç orada olmasaydı bir kadın daha mı katledilecekti?

Nasıl bir müdahale edilmeden oradan geçilip gidilirdi, bizim insanlığımız nerede kalırdı o zaman?

KADİR ŞEKER’İN HİÇ HATASI YOK MUYDU?

Oradan geçmesi mi suçtu? Elbette hayır. O anda oradan kim geçerse geçsin vicdanı olan her aklı başında insan olaya dahil olurdu. Ama nasıl dahil olurdu?

Bir arbede anını düşünmenizi istiyorum. Kendinizi koyun o ana. Siz tartışan kadın ve adama yanaştıktan sonra, yardım teklif ettiğiniz kadından önce üzerinize gelen bir adam var.

En şiddetli tepki ne olabilir? Sizin üzerinize atlayarak sizi yumruklamaya, tekmelemeye başlar.

Bir erkekseniz tüm gücünüzle karşılık verirseniz. Peki yanınızda taşıdığınız! 23 cm’lik bıçağı karşınızdakine saplarsanız?

Kadir Şeker yasalara aykırı olarak yanında bıçak taşımaktaydı. Onun hatalı olduğu kısım kadına yardım etmek amacıyla yanaştığı olaya yanlış müdahale etmesinden dolayıydı.

Bir hata daha vardı ki bence savunulma şekli.

BOĞUŞMA OLMAMIŞ

Allahtan rahmet dilediğim Özgür Duran ile boğuştuklarını, yere düştükten sonra elinde tuttuğu bıçağın üzerine düşen adamın yaralandığını fark etmeyerek oradan ayrıldığını beyan etti Kadir Şeker.

Avukatlarının savunma şekli bu yöndeydi. Olay yeri inceleme yaptığı çalışma sonlandırdığında yerde boğuşma olduğu iddiası çürümüş.

Nedeni Kadir Şeker’in kıyafetlerinde ve çantasında toz, çimen… bulamamış.

Ayrıca yere düşme esnasında Özgür Duran’ın tam kalbinin ortasına denk gelmesi 90 derecelik açı ile uyuşmamış.

Kadir Şeker saplanan bıçağını oradan ayrılırken yanında götürmüş.

Kalbe saplanan bıçağı geri çekerek kalkması gerekir ki, yaraladığını fark etmediği kabul edilmemiş. Ayrıca Kadir Şeker’e ulaşım o bıçaktan damlayan kanların takibi ile olmuş.

Savunmayı eleştirmiyorum ancak ancak bu şekilde yapılan savunmayla deliller örtüşmüyor. Bu da üniversiteli genci farklı bir duruma koyuyor gibi algıladım.

Daha da önemli bir nokta olmuş ki, on tane görgü tanıdığının verdiği ifadede Kadir Şeker’in ayaktayken, yalnızca adamın yere düştüğü ve bir daha kalkmadığı şeklindeymiş.

Anlaşılan şu ki talihsizlik ile neticelenen bu durumda eğer bıçak orada olmasaymış sonuç daha farklı olabilirdi.

Bir kişiyi mezarda, bir kişiyi de hapiste görmeyebilirdik. Bir talihsizlik daha var ki, o anda yardım istediği söylenen bayanın ikinci ifadesini değiştirmesi.

Kadir Şeker 12 sene hapis cezası aldı. Ülkemizde kasten adam öldürmenin cezası uygulandığı taktirde, ömür boyu hapis.

Uygulanan ceza Kadir Şeker’in iyi niyeti ve haksız tahrik indirimi ile 12 yıla indirilmiş durumda.

KADİR ŞEKER KAÇ YIL HAPİSTE KALACAK?

Özgür Duran’ın avukatının verdiği demece göre Kadir Şeker 5 yıl kapalı hapis yatmasının ardından açık ceza evine geçiş yapacak ve okuluna devam edebilecek.

KİMSE KAZANMADI

Olayın neresinden bakarsanız bakın, her yanı acı. Çok büyük değişim halindeyiz. Aile yapımız, aile düzenimiz, tutumlar, vazgeçilen adetler, görenekler…

Eskiden bir aileden kavga sesi yükseldiğinde, sesi yükselenler utanırdı. Aile içinde olan aile içinde kalırdı.

Bir üniversite öğrencisi neden yanında görseldeki uzunluğa sahip 23 cm’lik bıçak taşıma gereksinimi duyar? Toplum vicdanı denilen olgu şu an rahat mı?

Eksiklikler ve fazlalıklar bu toplumu yıpratıyor. Mahkeme salonuna gitmeden neler yapılabilir?

Psikolojik destek?

Aile içi ilişkileri irdelemek?

Toplum vicdanını sağlamlaştırmak?

Kanunların yeniden ve ivedilikle gündeme gelmesi?

Uygulanan sistemlerde güvenlerin tazelenmesi?

Gibi, gibi akla gelen türlü sorular. Yanıtları hepimizin ve toplumumuzun yararına olmasını diliyorum.

Birçoğumuz insanlardan uzak yaşamayı, yardım edene el uzatmayı bırakmış vaziyette. Bu olay örnek teşkil eden bir olaydır.

Çok hassas olduğumuz bu olay için verilen kararın yürekleri soğutması gerekiyor. Hem Kadir Şeker hem de Özgür Duran için.

Sonuçta artık hiçbir söz hakkı olmayacak genç biri toprakla buluştu. Bizlerin vicdanının mahkemelere varmadan, henüz oraya gelmeden yapılacaklara, uygulamalara ihtiyacı var.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

Yazar: Pınar ÇAĞLINER

Roman Yazarı

Tagged

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir