Yazı yazarken Gazetecilik çizgimiz gereği kırıp dökmeden ve toplumsal saygı sınırını indirmeden yazmaya gayret ediyoruz, ancak artık öyle bir hale geldi ki bazı konularda insan kendini tutmakta zorlanıyor. İçinde yaşarken yaşadığım kent ne zaman bu hale geldi, ben nelerin farkına varamadım diye kendimizi yargılamaya başlıyoruz. Son zamanlarda artık Karabük Üstü açık tiyatro gibi, sanırım birileri yazıyor, birileri oynuyor, hep birlikte seyirci koltuğunda izliyoruz, ellerimizde çekirdeklerimiz ve gazozlarımız eksik.
Geçenlerde Karabük Ana Muhalefet partisi liderini ağırladı aslında Karabük açısından iyi değerlendirilebilirdi sanırım olmadı. İlgili partinin siyasi işleyişi hakkında hiçbir söz söyleme gereği duymayız. Çünkü CHP ye gönül veren vatandaşlarımızın iç tasarruflarıdır.
CHP Karabük Milletvekilinin partisel yaklaşımı ise yine kendi iç sorunlarındandır, ancak Genel Başkanın konuk olduğu bir programda Valilik olmaması, Kardemir olmaması çok ciddi eksikliktir, ancak burada asıl olan Basına kapalı yapılan toplantı. Böyle bir toplantı da tertip etmesinde bize göre hiçbir sorun yoktur .
Ancak söylentilere göre 100 kişiye yakın davetli olup sadece bunların 23 – 25 davetlinin katılması. Davetlilerin neredeyse % 70-80’i Belediye başkanını eleştirecek ve eksiklerini şikayet edecek davetlilerden tesadüf edebilmesi ise çok ilginç. Yapılan ziyaretin Elif Köseyi şikayet toplantısı gibi olmaması ve Safran tarlasında sepet havası gibi sonuçlanmaması gerekirdi.
Çok Merak ediyoruz Karabük, Safranbolu ve yöremizin hangi sorunları dile getirildi çünkü hiçbir açıklama yapılmadı. Sonrasında bizi ilgilendiren asıl kısmı; Karabük basınına yansıyan “Akil adamlar ya da Kanaat önderleri” gibi çıkan ifadelere Vekil tarafından herhangi bir düzeltme yapılmaması ve hala Karabük basınında gündemde kalmaya devam etmesidir. Üzerinden on günden fazla zaman geçmesine rağmen düzeltme yapılmaması nedeni ile “Akil adam ve Kanaat önderi” ifadeleri vekil tarafından da kabul edilmiş, benimsenmiş sayılır.
İşte yazımın başındaki üstü açık tiyatro göndermesi bunlardan sadece bir tanesidir. Hiç mi bilmezsiniz; Karabük ister sosyolojik açıdan değerlendirdiğiniz de, ister Karabük Kent tarihi açısından değerlendirdiğiniz de, Akıl adam ve Kanaat Önderi müessesesinin en az daha 20 yıl çalışamayacağı bir şehirdir.
Yani en az 20 yıl daha Akıl adamlar ve Kanaat önderleri müessesesini Karabük de çalıştıramazsınız. Yaptığınız kişisel aklınızın ürünü cambazlıklarınızı toplumu saf yerine koyarak örtmeye kalkmayın.
Kafana göre takılıyorsan kendi melodini kendin dinleyeceksin. Bu kentte o kadar STK var, o kadar Vakıf, kooperatif v.b kuruluş var. Öyle Kanaat önderleri, akıl adamları vekil telefonu ile oluşmaz, buna ancak siyasi malzeme çıkarma çalışması denir.
Ancak siyasi malzeme çıkaracağım derken verdiğin kamusal zararı da hesap etmen gerekir. Çünkü ne böyle Vekil sorumluluğu ne böyle Cemiyet adamlığı sorumluluğu ne de Kamusal sorumluluk olur. Siz Karabük yararına olumlu yansımaların olabileceği bir ziyareti anlamsız şekilde inşa ederseniz seçimlerde hak ettiğiniz sonucu görmenizde sürpriz olmaz.
BİLGİLENDİRME; Sanırım burada kullanılmaya çalışılan “akıllı ve bilge” gibi tanımla kullanılmak istenmektedir ancak; kullanılması gereken kelime “akil” değil “akıl” olmalıdır zira, akil: çok yemek yiyen, obur, bazı yerlerde de pisboğaz (pisboğazın pisboğazı gibi) anlamına gelmektedir. Kaş yapayım derken göz de çıkarmayın derim..