Çağın hastalıkları arasında en ön sıralarda yer alan diyabet (şeker hastalığı), ölümcül birçok hastalığın oluşumunda birinci sırada rol oynayan ve dünyanın her yerinde çok yaygın olarak görülen bir hastalık türüdür.
Hastalığın tam adı olan Diabetes Mellitus, Yunancada ‘’şekerli idrar’’ anlamına gelir. Sağlıklı bireylerde açlık kan şekeri düzeyi 70-100 mg/dL aralığındadır. Kandaki şeker seviyesinin üst limitin üzerine çıkması, genellikle diyabet hastalığına işaret eder. Hastalığın nedeni insülin hormonu üretiminin herhangi bir nedenle yetersiz olması veya hiç olmaması, ya da vücut dokularının insüline karşı duyarsız hale gelmesidir. Birçok farklı çeşidi bulunan diyabet hastalığının en yaygın görülen ve genellikle 35-40 yaş üzeri bireylerde ortaya çıkan türü Tip 2 diyabettir. Bir diğer adı insülin direnci olan Tip 2 diyabette pankreasta insülin üretimi yeterli olduğu halde hücrelerde insülin hormonunu algılayıcı reseptörlerin çalışmaması nedeniyle bu hormona karşı duyarsızlık gelişir. Bu durumda kan şekeri insülin tarafından dokulara taşınamaz ve kan glukoz düzeyi normalin üzerine çıkar.
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun sağlamış olduğu istatistiki verilere göre her 11 yetişkinden 1’i diyabet hastalığına sahip olmakla birlikte her 6 saniyede 1 birey diyabet kaynaklı sorunlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. 45 yaşın üzerinde olmak, aşırı kilo, bireyin ailesinde diyabet öyküsünün bulunması, gebelik döneminde kan şekeri yüksekliğinin gözlenmesi veya yüksek kilolu bebek dünyaya getirmiş olması kişileri risk grubuna taşır. Diyabet hastalığı, bireylerde kendini üç temel belirti ile gösterir. Bunlar normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi, sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve tatlılık hissi ve buna bağlı olarak aşırı su içme isteği olarak sıralanabilir. Bunun haricinde kişilerde görülebilecek halsizlik ve yorgunluk hissi, hızlı ve istemsiz kilo kaybı, bulanık görme, ayaklarda uyuşma ve karıncalanma şeklinde rahatsızlık hissi, yaraların normalden daha geç iyileşmesi, ciltte kuruluk ve kaşıntı, ağızda aseton benzeri koku oluşumu belirtileri de hastalık için dikkat edilmesi gereken belirtilerdir.
Diyabet tanısında kullanılan en temel iki test açlık kan şekeri ölçümü ve şeker yükleme testi olarak da bilinen Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT)’dir. Diyabet hastalığında dikkat edilmesi gerekenler ve önerilen tedavi ilkelerine uyulmadığı durumlarda kan şekerinin yüksek seviyelerde seyretmesi, başta nöropati (sinir harabiyeti), nefropati (böbreklerde hasar oluşumu) ve retinopati (göz retinasında hasar oluşumu) olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açar.
Bu nedenle eğer siz de diyabet hastalığına sahip bir bireyseniz, düzenli olarak kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyiniz. Herşeyin başı sağlık,kalın sağlıcakla..