Ülke gerçeklerine uygun, uzun vadeli planlamalarla çözüme yönelik hedeflerle, Türk tarımının temel sorunlarına sürdürülebilir ve yaşayabilir kalıcı çözümlerin başlangıcı “tarımsal üretimin planlanması” uygulamalı olarak aşama aşama sahaya yansıtılıyor.
Tarımsal üretimin planlanması’nın bir sonraki aşamasını izleyen dönemlerde; ülkemizde tarım politikası, üretim biçimi, tarımsal yönetim şekli, desteklemeler, çiftçilik, köylülük kısaca birçok tarımsal kavramların tanımları mutlaka değişecektir.
İklim değişikliği nedeniyle, her şey değişiyor! Hatta damak tadımız bile… Tarımsal ithalat, ihracat ve pazarlama kısaca tarımsal yapılanma değişiyor… Zaman kaybetmeksizin tarımsal potansiyelimizin farkına varmalı, eğitim ve teknolojide etkin olmalı, tarımsal bilim ve buluşlarda yetkili olmalıyız.
TARIM KARŞILIKSIZ DESTEKLENİYOR!
Tarımsal üretim hiçbir zaman ekonomik ve toplumsal önemini kaybetmediği için dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından karşılıksız destekleniyor ve geliştirilmeye çalışılıyor. Dolaysıyla;
Ülkemizi tarımdaki rekabetçi gücü, üretim çeşitliliği ve standartlarıyla bölgesinde lider pozisyona getirmek için “tarımsal üretimin planlanması” nı hayata geçirmeliyiz.
Hedeflerimize ulaşmak için bitkisel ve hayvansal üretimde potansiyelimizi etkin kullanmamız, topraklarımızı daha iyi değerlendirmemiz, su havzaları öncülüğünde verimin esas alındığı planlı bir üretim modeline geçmemiz ve tarımsal yeterliliğimizi üst seviyeye çıkarmamız için “tarımsal üretimin planlanması” nı hayata geçirmeliyiz.
Biyoteknolojideki gelişmeler tarımsal üretimin arttırılmasında umut olurken, iklim değişikliği, çölleşme ve biyoçeşitliliğin yok edilmesi gibi sorunlar da tarımsal üretimi tehdit eder duruma gelmiştir. Bu gelişmeler karşısında isabetli plan ve projelerle, tarımsal üretimi zayıflatan olumsuzlukları minimize eden ve olumlu gelişmeleri destekleyen “tarımsal üretimin planlanması”nı hayata geçirmeliyiz.
Bu aşamaların gerçekleşmesi T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı liderliğinde; araştırma enstitüleri, sektör meslek birlikleri, üniversiteler ve çiftçi-üreticilerin iş birliğiyle olacaktır. Bunun için devletin koruma şemsiyesi altında kendini güvende hisseden örgütlü çiftçi-üretici, liyakatli, uzman bir kadronun katılımı ile hazırlanan ve uygulanmaya çalışılan “tarımsal üretimin planlanması” sorunun yegâne çözümü olacaktır.
AMA PARADOKSLARIMIZ ASLA BİTMİYOR…
Paradoks (çelişki, açmaz), görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki yaratmasıdır.
– Tekniği ve teknolojiyi bildiğimizi söylüyoruz, ama uygulamıyoruz.
– Verim artırmanın tekniklerini konuşuyoruz, ama geleneksel tarımla devam ediyoruz.
– Kooperatifleşmeden bahsediyoruz, ama bir araya gelemiyoruz.
– Sorunları tanımlıyoruz, sürekli eleştiriyoruz fakat çözüm önerisi sunmuyoruz.
– Tarımsal destekler yetmiyor diyoruz, verilen desteği tarım dışında kullanıyoruz.
– Yem kredisi kullanıyoruz, ama krediyle araba alıyor, çocuklarımıza düğün yapıyoruz.
– Verilen tarım desteklerini etkin kullanmıyoruz, tarım politikasını eleştiriyoruz.
– Doğru söylüyoruz, ama yanlış yapıyoruz.
– Kayıtlarda çiftçi gözüküyoruz, ama çiftçilik yapmıyoruz.
– Şehirde yaşıyoruz, ama çiftçilere verilen desteklerden faydalanmaya çalışıyoruz.
– Ziraat Mühendisiyiz diyoruz, ama sahaya çıkmıyoruz.
– Veteriner Hekimim diyoruz, aşı harici hiçbir şey yapmıyoruz.
– Akademisyeniz diyoruz, ama akademik alanda uluslararası yayın ve buluş yapmıyoruz.
– Ziraat Fakültelerimiz var, ama öğrenci bulamıyoruz, bulduğumuz öğrencileri kaçırmamak için bilimsel eğitimi en alt seviyede tutuyoruz.
– Mühendis maaşı alıyoruz, ama memur işi yapıyoruz ve sürekli işimizden şikâyet ediyoruz.
– Kazandıklarımızı görüyoruz, ama kaybettiklerimizi göremiyoruz.
T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞINA SESLENİŞ!
31962 sayılı resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğü giren çiftçi kayıt sistemi yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik çerçevesince:
(2) Üretim yılına ilişkin çiftçi başvuruları bir önceki yılın 1 Eylül tarihinde başlar ve üretim yılının 31 Aralık tarihinde sona erer. Çiftçilerin bu tarihten sonra sahip oldukları veya kiraladıkları tarım arazileri hariç olmak üzere ÇKS’ye yeni bir çiftçi ve arazi kaydı yapılamaz. Ancak çiftçiler, içinde bulunulan üretim yılında ÇKS’ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesini, üretim yılının Şubat ayı içerisinde yapabilirler” ibaresi yer almaktadır. Özetle çiftçilerden 29 Şubat tarihine kadar ürün güncellemelerinin yapılması istenmektedir.
Üretim deseninde yazlık ve özellikle sözleşmeli üretime yer veren çiftlilerimizin planlama işlemleri Nisan ayına kadar devam etmektedir. Dolaysıyla 29 ŞUBAT TARİHİ SAHADA CİDDİ ANLAMDA SIKINTIYA MAHAL VERMEKTEDİR. Ancak 2023 üretim döneminde Şubat ayında ülkemizde yaşanan deprem dolaysıyla alınan kararla “2023 üretim yılı için başvuruda bulunan çiftçilerin, Çiftçi Kayıt Sistemi Ürün Güncelleme başvuruları 8 Mayıs 2023 tarihine kadar uzatılmıştı.” Bu karar sonrası sahada herhangi bir aksama olmamıştı. ÇKS’ de beyan edilen ürün ile sahada parseldeki ürünün farklı olma ihtimalinin ortadan kaldırılması için tarımsal üretim planlaması da göz önüne alınarak “Çiftçi Kayıt Sistemi Ürün Güncelleme başvurularının en az Mayıs ayının ikinci haftasına kadar uzatılması şüphesiz bu aksaklığı giderecektir.”
Son söz: Su kaynarken; patatesi yumuşatır ama yumurtayı sertleştirir. Mühim olan içinde bulunduğun şartlar değil senin ne olduğundur.
Güzel ülkemiz; toprak, su, iklim özellikleri ve insan kaynağı açısından iyi durumdadır, şükürler olsun ki büyük bir potansiyele sahiptir.
Kalın sağlıcakla…
https://www.turkgun.com/tarimda-her-sey-degisiyor