Dünyanın en köklü ve en zengin dillerinden biri olan Türkçemizin 13 Mayıs 1277’de Karamanoğlu Mehmet Bey’in Fermanıyla Anadolu’da ilk kez devlet dili olarak kabul edilmesinin 747. yıl dönümündeyiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün katılımıyla 1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül’ü her yıl “Dil Bayramı” olarak kutluyoruz.
İncik boncuk her şeye açıklama yapan ve Kendilerini toplum önderi gören temsil makamında olanlara hatırlatayım dedim
Bu gün “TÜRK DİL BAYRAMI” Muhtemelen kutlama mesajları yayınlayacaksınız ben ön alayım istedim. Bir gazetecinin sorumluluk alanlarına giren şeylerden biri de hiç kuşkusuz içinde bulunduğu topluluğun ve Yaşadığı Ülkenin gerçeklerine hassas olmayı bilmesi gibi bir sorumluluğu da vardır.
Konfüçyüs bir ülkeyi yönetme görevini bana verseler hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım der çünkü; “Dil bozulursa kültür bozulur, kültür bozulursa ahlak ve aile bozulur, ahlak bozulursa hukuk ve siyaset bozulur, hukuk ve siyaset bozulursa devlet çöker ve yıkılır” diye ifade eder.
Bir milletin dili bozulursa ne olur?
Bir milletin dili bozulursa kültüründe sıkıntılar ortaya çıkar. Düşünce, sanat ve edebiyat alanlarında çöküntü başlar. Dil asıl işlevini (insanlar arasında anlaşma aracı olma) yerine getiremez. Kitleler birbirlerini anlayamaz hâle gelir ve yavaş yavaş kopmalar başlar.
Yani Dil bu kadar önemlidir sevgili dostlar.
Bu vesile ile “TÜRK DİL BAYRAMINI KUTLARIM” ve TÜRK Olmakla da gurur duyarım