Düne kadar en çok konuştuğumuz, korktuğumuz hastalıktı KANSER.
Çaresi yoktu önceleri sonradan yapılan çalışmalar, araştırmalar neticesinde kemoterapi denilen bir yöntem ile hücreleri öldürüp tekrar canlandırarak tedavi süreçlerinin başlandığı ve artık çaresiz gibi görünmekten kurtulan hastalık oldu.
Peki herkesin çok fazla sorduğu ve merakla araştırmaları incelediği kansere ne iyi gelirdi.
Kimyasal ilaçların yanı sıra alternatif tıp da devreye girerek bir çok bileşen söylentiler arasında. Kimine iyi geliyor, kiminin tedavisinde hiç sonuç vermiyor.
Peki biz ne kadar tanıyoruz kanser hücresini.
Çeşitleri çok fazla. Kolon, mide, akciğer, lenf,deri ve yeni çıkan bir sürü hücresel isim.
Aslında herkes kendi kendinin doktorudur derler.
Biz kendimizin doktoru olurken evhamlı değil bilinçli olmalıyız.
Kendimizi tanımalıyız.
Kanser hücreleri vücudumuzun birer tepkisi aslında.
Sessiz tepkileri.
Unutma beni dediği için unutulan bir zamanda ortaya çıkan hücreler.
Yapısal bozuklukları nedeniyle diğer hücrelerinde aklını çelmeye çalışıyor. Fakat akıllı hücreler tepki gösterirken, aklı karışmış hücrelerde yavaş yavaş kanser hücresine benzemeye başlıyor.
İçimizde savaş var ve biz kendimizi dışa bağımlı olarak yaşatıyoruz.
Farkında mıyız?
Çok da değil farkındalıklarımız.
Yapısal bozukluğu olan hücrelerin tedavi süreçlerine, tepkilerini öğrendikten sonra başlıyoruz.
Ziraat mezunu olmam ve bitkileri yakından tanımam ile bu hücrelere bakış açımı biraz daha yakına aldım.
Bitkilerle ne kadar olabiliri bulmaya çalışıyorum.
Evet, alternatif tıp var.
Fakat doğru kullanıldığında.
Oranlarını iyi ayarladığınızda size mükemmel sonuçlar verebilecek bitkilerde mevcut.
Yapısal olarak bozuk olan hücreler, vücudun sıcaklığına göre artış gösterebiliyor.
Kanser hücrelerinin sevmediği durumları bilmek gerek. Bu da düşmanımızı iyi tanımamız gerektiğini söylüyor bize.
Ara ara bu konuda yazacağım ve bitkilerle tedavi süreçlerinden de bahsedeceğim.
Ama şunu da belirtmek isterim.
Azrail gelmediği sürece, sadece kansere değil gribe bile iyi gelen en güzel ilaç moral.
Sevgi, hoşgörü ve hayata bakış açımızın güzelliği ile yenemeyeceğimiz hiçbir hastalık yoktur.