Gezegenimiz, evrende yaşamın olduğu tek yerdir. Bunun devamı için harika özelliklerle donatılmış ve kendini sürekli yenileyen bir yapıya sahiptir. Toprak, hava, su, bitkiler ve hayvanlar kusursuz bir denge içinde yaşarlar. Ancak son yıllarda bu denge, aşırı tüketim sonucu oluşan atıklar yüzünden bozulmaktadır. Akabinde uzmanların iklim krizi ve küresel ısınma dediği bir takım değişikler meydana gelmiştir.
Doğal felaket yaşanırken benzeri durumlar yaşamın devamlılığı için tehlike oluşturmaktadır. Peki, bizler gezegenimiz için neler yapabiliriz? Bunun için dünyada farklı projeler geliştirilmektedir. Sıfır atık da bunlardan biridir. Sıfır atık, atığımızı sıfıra indirmektir. Birincil amacı: Dünyanın dengesini bozan atık miktarını sıfırlayarak bu konuya çözüm üretmektir.
Bu bağlamda bir felsefe, varılmak istenen bir hedeftir.
Sıfır atık yolculuğuna çıkmadan önce bir sıralama yapmalı ve önceliklerimizi belirlemeliyiz. Atığın asıl kaynağı üretimdir. İhtiyacımız kadar üretmek dünyaya sunacağımız en büyük katkı olacaktır. Kapitalizm ile işte bu noktada başımız dertte! Çünkü o hep daha fazlasını istemektedir. Ancak dünyada kaynaklar sınırlıdır, hakkımız kadarıyla yetinmeyi öğrenebiliriz. Diğer önemli bir konu tüketimdir. Öncelikle ihtiyacımız olmayan şeyleri reddederek işe başlayabiliriz.
Bu noktada sıfır atık minimalizm ile de örtüşmektedir. Bilinçli tüketici olmak önemlidir. Mesela kaliteli bir matara pahalı olabilir ancak uzun süre kullanacağımız için plastik şişe tüketimini azaltmış olacağından hem sağlıklı hem de dünyamız için gerekli bir tercih olacaktır.
Sonraki aşama bir süre kullandığımız ama sonra ihtiyacımız kalmayan ürünlerin yeniden kullanımıdır. Eğer bizim ihtiyacımız kalmadıysa çevremizde kurduğumuz bir takas ağı ile bir başkasının kullanmasını sağlayarak ürünü yeniden dolaşıma koymuş oluruz. Böylece yeni ürün için kaynak kullanılmadan bir ihtiyacı karşılarız. Örneğin küçülen çocuk eşya ve gereçlerinin uygun kişilere verilmesi yaygın olarak yapılan bir uygulamadır. Yeniden kullanım ile çok karıştırılan bir yöntemde geri dönüşümdür. Kısaca arada ki fark: geri dönüşüm ile ürünün işlevi değiştirilerek kullanılır.
Konserve tenekesini saksıya dönüştürmek, plastik şişeden kalemlik yapmak, karton kutudan kedi evi yapmak gibi örnekler bunu açıklar. Bu noktada dikkat edilmesi gereken asıl konu dönüştürdüğümüz şeyin işlevinin bitmiş olmasıdır. Mesela sağlam ve yeni bir tişörtü alışveriş çantası yapmak çokta mantıklı bir geri dönüşüm değildir. Çünkü o ürün tişört olarak bir başkasının ihtiyacını giderebilir.
Yeni alışkanlık edinmek sabır, emek ve istikrar gerektirir. Sıfır atığı yaşam felsefesi haline getirmek başlarda zor olabilir. Bunun için faydalı bazı öneriler derleyip tarzınıza uygun olanlarla işe başlayabilirsiniz. Mesela ülkemizde resmi olarak yürütülen sifiratik.gov.tr adresini ziyaret edebilir ve bilgilerinizi güncelleyebilirsiniz. Sosyal medya kullanıcısı iseniz ilgili hesapları takip edebilirsiniz.
Edebiyatın iyileştirici gücü bu yolculukta da size iyi gelecektir. Belki de Behiç Ak’ın Güneşi Tamir Eden Adamı sizsinizdir. Bilgisayarın mavi ışığında takılma zamanında belgeseller veya videolar ufkunuzu açmakta yardımcı olabilir. Doğa dostu ürünler tercih edilebilir. Sıfır atık, ekolojik yaşamı destekleyen bir olgudur. Bilinçli kişiler ile tanışmak ve yerelde ekolojik bir ağ kurmak sizin elinizde. İlişkileriniz gelişirken yeni şeyler keşif etmiş olursunuz.
Sıfır atık yolculuğunda başlangıçta bireysel olarak yapabileceğimiz farkındalık alıştırmalarını çoğaltmak mümkündür. Süreç ilerledikçe insanları yüreklendirmek, bu işlevi yürüten kişi, kurum ve kuruluşlara destek olmak gibi daha birçok katkı sunabilirsiniz. Çünkü sıfır atık: çok yönlü, uzun soluklu, çeşitli aşamalar içeren ve toplumsal katılım ile başarılacak bir süreçtir.
Hiç düşündünüz mü? Toprak Dedenin kırmızı, Doğan Cüceloğlu’nun mavi kazağı onlar ile bütünleşmişti. Neden tek bir kazak ile yetindiler? Peki, senin tek bir kazağın olsa ne renk olurdu?